NAKL-İ HADİS
Güvenilir hadis
kitaplarından birinden gerek amel, gerekse bir şer'î meselede delil olması için
hadis almayı ifade eden tabirdir.
Son devir alimleri, bir
kimsenin sıhhati alimlerce tesbit edilmiş kitaplardan hadis nakledebilmesi için
bazı şartlar ileri sürmüşlerdir. Bu şartların ilki hadis alınan kitabın,
alimlerin itimadına mazhar olmuş bir kitap olmasıdır. Şayet hadis naklinde
kaynak olan kitap, alimlerin bilmediği veya güvenilir olma vasfını taşımayan
bir eser ise ondan hadis nakletmek caiz görülmemiştir.
İkincisi, hadis nakleden
kimsenin nakline esas olan nüshayı ya bizzat kendi nüshasıyla veya bir sika
muhaddisinin nüshasıyla, veyahutta diğer itimat edilen bir asıl nüsha ile
mukabele etmesi lazımdır. Hadis ilminden anlamayanlar için bu ihtiyaç bir kat
daha artar; zira kitaplarda yanlışlık, hata, noksanlık, tahrif, tashif gibi
eksiklikler hiçbir zaman eksik olmaz. Bu itibarla hadisleri şeyhin ezberinden
değil de yazılı bir kitaptan nakletmek hassas bir mesele olduğundan bazı
alimler bu konuda son derece titiz davranmışlardır. Nitekim Ebu Bekr b. Hayr
şöyle demiştir: “Men kezebe aleyle..” hadisine göre bir kimsenin hadis tahammül
metotlarının en alt mertebesiyle dahi olsa kendisine rivayet edilmemiş hadisler
için “kale Resulullâh” demesi caiz olmadığında alimler arasında görüş birliği
vardır. Bu söze bakılırsa bir hadis kitabından hadis nakletmek caiz
görülmemiştir. Ancak fakihlerin tümü ile muhaddislerin çoğunluğunun görüşü
bunun aksinedir; zira bir hadisle amel edebilmek için onun hadiscilerin usulüne
göre rivayet edilmiş olması değil, sıhhati şarttır. Sıhhati sabit olmuş hadisin
sırf semâ yoluyla değil, nakil yoluyla alınmasının pek önemi olmamak gerekir.”
Ahmed Naim Merhum da
aynı konuda şunları söylemektedir: “Hadislerin rivayetinde titizlik gözetenler
çeşitli rivayet metotlarından biriyle hadis almamış olanlar için bariz bir ada
sigası bulamadıklarından kitaptan hadis naklini men etmişlerdir. Oysa “kale”
fiili hem “buyurdu” hem de “buyurmuş” manasına gelir. Böyle hadis nakleden biri
kaleyi buyurmuş manasına aldığından uygun eda sigası bulamamak mahzuru ortadan
kalkar. Kitaptan hadis nakleden kimse ister rivayetten alsın, isterse kitapta
görmüş olsun kale Resûlullâh (s.a.s) dediği takdirde yalan söylemiş olmaz.
Aslında güvenilir hadis kitapları o hadisin Nebiimizden sadır olduğunun
şahididir.”